Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Aysu Aytekin 13 yaşından bu yana Alopesi Üniversal hastası. Halk lisanında saçkıran olarak bilinen hastalık 3 kısımdan oluşuyor. 1. evresi Alopesi Areata. Alopesi Areata’da saçlarınız 1 lira halinde kısım bölüm modül kesim dökülüyor. Kulak ardı, ense yahut baş üstünde dökülmeler ile karşılaşabiliyorsunuz. Bu dökülmeler ilerlediğinde 2. evreye geçiyorsunuz. 2. evre ise Alopesi Totalis. Alopesi Totalis’te saçlarınızı tam kaybediyorsunuz. 3. evre ise son evre olarak kabul ediliyor. Güzelleşme durumunuz epeyce sıkıntı, zira bedeninizde tüm kıl ve tüyler dökülüyor. Kaş, kirpik hatta yüzünüzdeki minik tüyler ve burun kılları bile dökülüyor. Bu sebepten de bu hastalar çok fazla alerjik tepki yaşayabiliyorlar.
SAÇLARINI ÖRDÜRMEK İÇİN GİTTİĞİ KUAFÖR FARK ETTİ
Aysu Aytekin, alopesi olduğunu birinci fark ettiğinde 13 yaşındaydı. Aysu için çok sıkıntı ve berbat bir süreçti bu. O denli sorunlar ve o denli makus beşerler ile karşılaştı ki… Aysu, saçlarını çok seviyordu ve bazen saçlarını ördürmek için meskenlerinin yakınındaki kuaföre gidiyordu. Bir gün tekrar saçlarını ördürmek için gittiğinde saçlarını ören kişi saçlarının döküldüğünü ve ensesinde açıklık olduğunu söyledi. Çok korktu zira yaşı şimdi çok küçüktü. Ensesindeki saçların o halini kimsenin görmesini istemedi. Dışlanmaktan ve farklı biri olmaktan çok korktu. Aysu’nun da böylesi bir hastalığa sebep olacak rastgele bir fizikî ya da ruhsal bir sorunu bulunmuyordu. Fakat apansız, küçük yaşında bu türlü bir hastalıkla baş başa kaldı.
Aysu, bu hastalıkla birinci sefer karşı karşıya geldiğinde büsbütün yıkıldı. 8. sınıfta hakikat tertipli bir biçimde okula gidemedi. Yaz tatili biraz daha sakinleşmesini sağlasa da, lise periyodunda de kimi kahırlarla karşılaştı. Liseye birinci başladığında rahatsızlığı çok aşikâr olmuyordu. Ensesinde, kulak gerilerinde ve başının tam üstünde olan dökülmeleri, başında kalan son saçlar ile örterek okula gidiyordu. Sınıf arkadaşları ile ortası çok düzgündü ve onlara bu durumdan en sonunda bahsetti.
‘KANSER SANANLAR OLDU, ÇOK HAKARET İŞİTTİM’
“Şu anda da birden fazla insanın toplumsal medyada sandığı üzere kanser olduğumu düşündüler” diyen Aysu Aytekin, “Onlara kanser olmadığımı ve kanser hastalarının da kemoterapi esnasında aldığı ilaçlardan ötürü saçları döküldüğünü ve her kanser hastasının saçlarının dökülmediğini anlatmıştım. Ailem birinci rahatsızlığımı öğrendiğinde çok üzüldü. Birçok doktora gittik, doğal olan bitkisel tedaviler olmak üzere birden fazla tedavileri oldum ancak maalesef hiçbirinden sonuç alamadım” halinde konuşarak şunları da ekledi:
“Bu rahatsızlıkta yaşadığım en büyük sorun beşerler oldu açıkçası. Birçok kişi her ne kadar bana dayanak olsa da, yalnızca rahatsızlığımdan ötürü etrafımda dost sandıklarımın olduğunu gördüm. Bilinçsizlik çok fazla olduğundan her kel gördüklerinde kanser sananlar ve dalga geçenler oldu. Birçok hakaret ve makûs kelam işittim, hâlâ da bazen duyuyorum. Lakin artık alıştım, zira 7 buçuk yıl bana çok şey kattı. Küçük yaşta adım atmayı öğrendim diyebilirim.”
‘İLK VAKİTLER PERUK TAKMADAN KONUTTAN ÇIKMAZDIM’
Rahatsızlığının kesin bir tedavisinin olmadığını dike getiren Aytekin, “Neredeyse sayısız tedavi var. Kimileri hekimlerimizin önerdiği tedaviler kimileri kuaförlerde olan tedaviler ya da özel üretimler kimileri ise bitkisel eserler ya da kremler kullanarak güzelleşmeye çalışıyor. Ben de birden fazla tedaviyi yıllarca oldum fakat maalesef hiçbirinden sonuç alamadım. Bilhassa kortizon ilacını önermiyorum. Kortizon başlarda saçların çıkmasını destekliyor lakin dozunu azalttıkça maalesef dökülmeyi hızlandırıyor. Ayrıyeten çok kullanımda hormonlara ve iç organlara da ziyan veriyor” yorumunda bulundu.
İnsanların kendisini birinci gördüklerinde ekseriyetle yüzüne gülümsediklerini lisana getiren Aysu Aytekin, “İlk vakitler öz inançsız olduğumdan bandana ya da peruk takmadan apartmana bile çıkamazdım, şu an tam aykırısı bunu bir usule dönüştürdüm. Benim üzere olan herkese buradan söylüyorum: Güzelliğinizi gizlemeyin. Unutmayalım ki kimse 4/4’lük değildir ve her insanın bir kusuru vardır. Önemli olan kendimizi kusurlarımızla sevip kabul etmektedir. İnsanların kabul etmesi ya da bize olan dışlar halleri hiç kıymetli değil, birinci öncelik bizim kendimizi sevip, kendimize paha vermemizdir” dedi.
‘DUYDUKLARI HER TÜRLÜ KELAMA GÜLÜP GEÇSİNLER’
Uzun bir müddet peruk kullanan Aysu Aytekin, “Peruk kullanmak elbette sıkıntı bir şey. Soğuk havalarda rüzgarda başınızdan uçabilir, tam baş ölçünüze uygun peruk almalısınız. Yağmurlu havalarda korumalısınız zira su dediğinde makus koku yapıyor ve kabarıyor maalesef. Sıcak havalarda ise o denli terletiyor ki beni en çok yoran tarafı sıcak havalarda kullanmaktı nitekim. Şu an tam karşıtı yalnızca soğuk havalarda başımın üşümemesi için kullanıyorum. Yaz aylarında ise hiç kullanmıyorum” deyip kelamlarını şöyle noktaladı:
“Benimle tıpkı durumda olan insanlara, her türlü beşerle karşılaşacaklarını lakin her türlü kelama gülüp geçmelerini öneriyorum. Peruk elbette kullanın lakin peruğu saç olarak değil de bir aksesuar olarak kullanmalarını tavsiye ediyorum. Çok şanslı olduğumuzu, her insan üzere saçlı olup birebir olmaktansa bunu bir şekil olarak görüp farkındalık yaratmalarını öneriyorum. Sonuçta bu da bizim güzelliğimiz. Hem yüreğimiz hem de bizler çok hoşuz.”
